Hakemlere verilen yetki ve itibar gereğinden fazla, bir yeteneği yok özelliği yok, gördüğünü çalmakla yükümlü.
Yok itiraz edemezsin, max 1 challange. Allah konumuna koyulmuşlar.
Bir hakem faul olan pozisyonu gözünden kaçırabilir ama eğer temas yokken temas var çalıyorsa işte o hakem felan değildir.
Ezbere o düdüğü çalıyorsa, anında o düdüğü asmalı.
Olmuş bir şeyi gözünden kaçırmak ile hiç olmamış bir şeyi görmüş gibi yapmak da farklı.
Keza AD’nin Tatum’a faulünü ezbere çalan hakem, hakem makem değildir. Temas yok hiçbir şey yok, sen faul çalıyorsun. Sen görmeden (göremezsin çünkü yok) bunu faul çaldığını ve aşşağılık bir yalancı olduğunu da gösteriyorsun.
Lebron’un faülünü göremiyorsa bir hakem orda göz problemi veya art niyet, kişisel ezberi gibi faktörlerden birisi devreye gidiyor.
NBA’de bu tip bir şey yaşanmaması için son pozisyonlarda orta mesafe’den daha rahat bir şut bulma tercih ediliyor. Bir nedeni de bu, içerde sana faul yapılıp bu leş kargalarınca çalınmama ihtimali var.
Lebron orda soyunma odasına gidecekti. Dünya’da milyonların izlediği maçın uzatması Lebron’suz ağızda nahoş bir tad bırakacaktı ki, bu eşek hakemlere biraz sopa gösterilsin.
Brogdon’un AD’nin elinden aldığı topta da net faul var. Öyle top ve el bağımsız değil o pozisyonda, pure temassız bir topa vurma yok. Yani faul.
Gelelim, hava atışına. Arkadaş topu bir kişiye doğru adil olmayan bir şekilde atıyorsan, bunu tekrar ettir.
Hakemler kendi insani yönleri ve hatalarının tamamını oyunun bir parçası olarak görürken, oyunculara karşı sıfır tolerans.
Yok böyle bir çifte standart.