Yetersiz olduğu düşünülen oyuncuya aşırı tepki göstermeyi de anlamsız ve saçma buluyorum. Sporcu yetersizse yönetime tepki gösterilir, sporcu eforsuzsa o zaman sporcuya tepki gösterilir. Bu bahsettiğim şey maç izlerken o an sinirlenip söylenen şeyler değil tabii ki, genel söylemler.
Ben de bu fikri anlamsız buluyorum. Son yıllarda böyle bir tavır ortaya çıktı yapıcı konuşmak adına ama herkes eşyanın tabiatından bihaber. Ben açıkçası bıktım herkesin her şeyi yapıp, günün sonunda en bilinçli kesimin taraftar olmasının beklenmesinden. Böyle bir şey olamaz yani. Bu sektörde veren taraf, yalnızca taraftar. İmkandan, şaşaadan, prestijden geçilmeyenler oyuncular/yöneticiler; kendi hayatına eksi bakiye yazanlar bir tek taraftarlar. Üstelik bu zibidiler başarısızlık durumunda bedel bile ödemiyorlar.
Nedir eşyanın tabiatı? Kural 1: Sen yönetim olarak sorunlu/yetersiz birini getirirsen; bu, getirdiğin kişiden ziyade sana yazar. Tepkilerin asıl odağı sen olmalısın. Buraya kadar doğru ancak pratikte karşılığı o şekilde değil. O tepkiyi her zaman büyük çoğunlukla oyuncu alır ve sen bu vebali de sırtında taşımak zorundasın. Sorumluluk bilinci böyle bir şey. Hak etmediği halde birçok adamın sebebi olabilirsin. İşin içinde böyle riskler de olmayacaksa, yöneticiliğin anlamı nedir? Bilgisayar oyunu oynamıyoruz burada.
Ayrıca bu konudan bağımsız olarak bazı mimli isimler vardır. Kyrie, Westbrook, eski Howard, hatta bazen Durant bile.. Yani bu adamlar pimi çekik bombadır. Her an her türlü saçmalık ortaya çıkabilir ve yönetici olarak bunu biliyor olman lazım artık ya.