Los Angeles Lakers 117 – 107 Phoenix Suns

Los Angeles Lakers, sezonun en can sıkıcı galibiyetlerinden birini aldı. Muhteşem bir ilk yarı oynayıp 33 sayı fark ile ilk yarıyı kapattıktan sonra, ikinci yarı şalteri öyle bir kapadı ki, son çeyrekte fark tek hanelere kadar indi. Ama Lakers bir şekilde maça tutunup galibiyeti almayı bildi ve 2020’ye galibiyet alarak başlamış oldu. Ve bu galibiyet ile %50’nin altındaki takımlara karşı galibiyet serisini de 18 maça çıkarmış oldu.

Phoenix Suns açısından baktığımızda, facia bir ilk yarı geçirdiler. Hem hücumda hiçbir şey üretemediler hem de savunmada direnç gösteremediler. Ama rehavete kapılan Lakers’ın vites düşürmesini çok iyi değerlendirip, maça ortak olmayı başardılar. İlk yarıyı 30’un üzerinde fark ile geride kapatıp ikinci yarıda yaptıkları geri dönüşü yapmak her takımın harcı değildir. Bu süreçte Rubio kasığını tutarak kenara gelmek zorunda kaldı, umarız ki ciddi bir problemi yoktur.

Lakers tarafına geldiğimizde ise, ilk yarı ile ikinci yarı gece ile gündüz gibiydi. İlk yarıda rakibi domine edip mesaj vermeye çıkmış bir Lakers vardı sahada. Yarı saha hücumları akıcıydı, savunmada herkes iyi pozisyon alıyor herhangi bir oyuncu geçilirse yardım hemen geliyordu. Maçı daha fazla isteyen takım Lakers’tı. Ama ikinci yarı bunun tam tersini gördük. Hiçbir topa el uzatmayan, ortaya düşen topları Suns’ın toplamasına izin veren bir Lakers vardı. Ve son çeyreği 21’de 3 saha içi isabeti ile bitirerek bu performansa tüy dikmeyi başardılar.

Maçın adamı LeBron James’ti. Daha üçüncü çeyrekte triple-double’ını yapıp son çeyreği dinlenmeye ayırmayı bekleyen LeBron, farkın 12’ye inmesi nedeniyle oyuna girmek zorunda kaldı. O da maçın sonunu çok iyi oynamadı, keza şalteri indiren oyunculardan biriydi ama kritik basketleri bulmayı başarıp maçı Lakers’a kazandıran oyuncu oldu.

Anthony Davis de ilk üç çeyreği çok iyi geçirdi. O da LeBron gibi kenarda oturup dinlenmeyi beklerken, maçın bitimine 8 dakika kala oyuna girmek zorunda kaldı.

Bir de Avery Bradley’e selam çakmak gerekir. Sezonun kendi adına en iyi maçını oynadı. Sadece bulduğu orta mesafe isabetler ve 18 sayısı nedeniyle değil bu övgü, savunmada da toparlanmış gözüktü. Özellikle vurduğu takip smacı da, fiziksel olarak daha iyi hissettiğinin bir göstergesi gibiydi.

Genel olarak ilk beşin domine ettiği ama bench’in farkı koruyamayıp maçın ortaya gelmesine neden olduğu bir karşılaşmaydı. LeBron ve Davis dışında yaratıcı problemi yine alarm verdi. Collison’ın piyasaya düşme haberi de bu yüzden heyecanlandırıcı bir durum. Bir sonraki maç 4 Ocak Cumartesi, 06:30’da oynanacak olan New Orleans Pelicans karşısında.