Dwight Howard’ın Kefaret Sezonu
Dwight Howard’ın geri dönüşü sezon başında Lakers taraftarlarını ikiye bölmüştü. Bir taraf geçmiş geçmişte kaldı akıllandı, uslandıysa gelsin oynasın diyordu. Benim de dahil olduğum diğer grup ise, 2012-2013 sezonu ve sezon sonu ayrılışından sonra bu kapılar ona asla açılmamalı diyordu. İkinci grup şu ana kadar haksız çıktı ve haksız çıkmaya devam ediyor.
Peki bu nasıl oldu?
1-Howard’ın Fiziksel Durumu
Pek çok kaynakta farklı sayılar verilse de, 2012’den beri sırt problemleriyle boğuşan, 2018-2019 sezonunda sakatlıklar nedeniyle doğru düzgün sahaya çıkamayan Dwight Howard, kariyerinin sonbaharında ciddi bir vücut değişimine uğradı. Yaklaşık 10-15 kilo veren Howard, tüm yaz fiziksel olarak çok uzun zamandır bu kadar iyi hissetmiyordum şeklinde açıklamalar yapmıştı. Özellikle her oyuncunun her yaz benzer açıklamalar yapması ve hazırlık maçlarında bu değişimi çok gösterememesi nedeniyle biraz şüpheci yaklaşsak da, maç formuna girdikçe ve sezon ilerledikçe atletizm seviyesi giderek arttı ve eski Howard’dan kesitler sunmaya başladı diyebiliriz.
İstatistiksel olarak baktığımızda ise bu fiziksel değişimin oyununa katkısı konusunda en net gösterge ise sanırım blok yüzdesindeki yükseliş. Şu an sahip olduğu %7.0 blok yüzdesi kariyer rekoru. Lakers’taki 2012-2013 sezonundan beri giderek gerileyen atletizm ve çember koruma yeteneklerine bu sezon bir anda tekrar kavuşmuş gibi görünüyor. Aynı zamanda switch’lerde rakip kısaların ve forvetlerin önünde durabilmesi hatta arada top çalmasıyla da şaşırtıyor.
2-Howard’ın Oyununu Değiştirmesi
Dwigh Howard her zaman muhteşem bir P&R bitiricisi olsa da bu role hiçbir zaman tam olarak soyunmadı. Tüm lig postta birebir sayı bulmaktan uzaklaşırken, o ısrarla kendini bir post skoreri olarak kanıtlama derdindeydi. Bu da hem onun hücum efektifliğini düşürüyor hem de takım içi problemler yaratıyordu.
Ama bu sezon bambaşka bir oyuncu izliyoruz. Yazın aslında bunun sinyallerini vermişti ve yaptığı açıklamaları çoğu insan dikkate almamıştı. Sezon öncesi Shams Charania ile yaptığı bir röportajda Dwight: “Draymond’dan nefret ediyordum. Onun yetersiz olduğunu düşünüyordum. Ama bu sezon oturup yaptığı her şeyi izleme fırsatım oldu. Beni gerçekten etkiledi.” demişti. Draymond gibi küçük detaylarla takımın kazanmasına yardım etmek istediğini söyleyen Howard şu an tam olarak bunu yapıyor.
Öncelikle bu sezon Howard kariyerinin en düşük top kullanma yüzdesiyle oynuyor. Bundan önceki en düşük USG(*) yüzdesine sahip olduğu sezon çaylak sezonuydu. Kullandığı top sayısının düşmesi kadar, şutlarını bulduğu alanlar da daha optimize edilmiş durumda. Maç başına sadece bir defa topla sırtı dönük oynayan Howard, genelde bu pozisyonları da hücumun başında onun için çizilmiş bir oyun üzerinden değil, hücum sıkıştığında süre biterken topla buluştuğunda deniyor. Ve doğru şut tercihleri sayesinde bu sezon ilk 13 maçta saha içi yüzdesi %76! NBA rekoru, neredeyse her rekorda olduğu gibi, bu alanda da %72.7 ile Wilt Chamberlain’de. Sanırım bu yüzde karşılaştırması performansının etkileyiciliğini net bir şekilde gözler önüne seriyor.
3-Howard’ın Uyumlu Bir Karaktere Dönüşmesi
Howard ile ilgili son soru işareti ise bir soyunma odası kanseri olup olmayacağı idi. Magic’ten, Lakers’tan, Rockets’tan sorunlu bir şekilde ayrılan Howard, Hawks’ta ve Hornets’ta da çok sevilen bir karakter değildi. Bir yerden sonra kontratı papaz kaçtı oyununa dönmeye başladı ve en son kimin elinde patlayacak derken Nets’e takas oldu. Nets onun kontratını feshetti, Wizards ona bir şans tanıdı ama sakatlığı nedeniyle Wizards formasıyla sadece 9 maça çıkabildi. Bu yaz Wizards onun kontratını CJ Miles karşılığında takasladı ve Memphis tarafından da istenilmeyen adama dönüştü.
Bu sürecin kendisini mütevazılaştırdığını ve NBA kariyerinin onun için ne kadar değerli olduğunu istenmeyen bir oyuncuya dönüştüğünde fark ettiğini söyleyen Howard, egosuz bir oyuncuya dönüştüğünü ve takımının kazanması için her şeyi yapacağını söylüyordu. Şu ana kadar bu değişimi kenardan gelip takıma enerji katarak, takım arkadaşlarının yaptığı her pozitif harekette onlarla birlikte sevinerek ve taraftarın sahada gösterdiği enerji ile favori oyuncularından birine dönüşerek gösterdi.
Hem saha içi hem saha dışında takım arkadaşlarının yanında olan Howard’ın, bu performansı yaşı nedeniyle zamanla gerileyebilir sakatlıklarla tamamen bozulabilir ama ligin ilk ayında gösterdiği sürpriz çıkış sezonun en ilginç hikayelerinden biri oldu. Lakers’ın Cousins’ın sakatlığı ile böyle sürpriz katkı verecek bir oyuncuya çok ihtiyacı vardı ve Howard da Lakers’ın ilacı olmayı başardı. Sezonun kalanına bu performansını nasıl yayacak, merakla bekliyoruz.